24 Aralık 2010 Cuma

Dünyanın 7 Harikası

Keops Piramidi
Sanıldığının aksine Giza Piramitleri'nin üçü de dünyanın yedi harikası listesine dahil değildir. Piramitlerden sadece Keops Piramidi bu listeye girmiştir. Keops Piramidi, 4. Hanedanlık zamanında M.Ö. 2560 yılında Firavun Khufu (Keops) tarafından yaptırıldı. Yapımının 20 yılı aştığı sanılmaktadır. Piramit yapıldığında 145,75 m. yüksekliğindeydi. Yapıldığından itibaren 43 yüzyıl boyunca dünyadaki en yüksek yapı olarak kayıtlara geçmiştir. Keops Piramidi ilk inşa edilen olmasına rağmen dünyanın yedi harikası arasında günümüzde ayakta duran tek yapıdır.

Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 768x512.

Babil'in Asma Bahçeleri

Babil'in çorak Mezopotamya çölünün ortasında, ağaçlar, akan sular ve egzotik bitkilerin bulunduğu çok katlı bir bahçedir. Coğrafyacı Strabo'nun 1. yüzyıldaki tanımına göre: "Bahçeler birbiri üzerinde yükselen kübik direklerden oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu ve büyük bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi için toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar ve taraçalar pişmiş tuğla ve asfalttan yapılmıştı. Yüksekteki bahçeleri sulamak için [[Fırat Nehri]]'nden zincir pompalarla su yukarılara çıkarılıyordu. Bu şekilde üst seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak teraslardan aşağıya doğru akıyordu" Milattan önce 7. yüzyılda Babilonya kralı Nebukadnezar tarafından yaptırılmıştır. Söylentiye göre Nebukadnezar bu yapıyı sıla hasreti çeken karısı Semiramis için yaptırmıştır. Semiramis Medes kralının kızıdır. Söylentiye göre Mezopotamyanın düz ve sıcak ortamı onu bunalıma itmiş, kral da karısının hasretini sona erdirmek için yapay dağların olduğu, suların aktığı yemyeşil bir bahçe yaptırmıştır. Bu yüzden bazen Semiramis'in asma bahçeleri olarak da anılır.)
Babil'in asma bahçelerinin günümüze gelen kesin izleri yoktur. Fakat, bölgede araştırma yapan arkeologlar, Babil'deki sarayın kuzeydoğusunda görünüşü garip olan temel ve tonozlar buldular. Bunların Babil'in Asma Bahçelerine ait olduğu düşünülmektedir. Babil'in Asma Bahçeleri, klasik yazarlar tarafından ayrıntılı bir şekilde tanımlanmıştır. Günümüzde bu tanımlara göre çizilen resimler bulunmaktadır. Küçükken sandığımız gibi bu efsanevi bahçeler bir yerlere asılı fidan değildir, sadece sütunlarla desteklenen taraçalar üzerinde kurulmuştur.

Zeus Heykeli

Zeus Heykeli M.Ö. 450 yıllarında, adına olimpiyat oyunları düzenlenen Tanrıların kralı Zeus için, Olimpiyatlar'a ismini veren Olimpia'da yapılmıştır. Zeus Heykeli, bir tahta iskelet üzerine altın, fildişi ve metal parçalar yerleştirilerek Partenon'un içinde yapılmıştır. Heykelin oturduğu taban 6,5 m. genişliğinde ve 1 m. yüksekliğinde, heykelin kendisi ise 13 m. yüksekliğindeydi. Olimpiyat oyunları 391 yılında Theodosius I tarafından putperestlik olarak değerlendirilip sona erdirilince, Zeus Tapınağı da kapatıldı. Heykel, zengin Yunanlılar tarafından Constantinople’ye taşınmıştı ve 462 yılındaki büyük yangında yok olana dek orada kaldı. Bugün temelleri , birkaç yıkılmış kolon ve enkaz tüm kalıntılarıdır.



Artemis Tapınağı

Artemis Tapınağı'nın temelleri milattan önce 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis'e ithafen yapılmıştır. Tamamiyle mermerden oluşuyordu. Lidya kralı Croesus tarafından yaptırılan yapı, Yunan mimar Chersiphron tarafından tasarlanmıştı ve dönemin en büyük heykeltıraşları Pheidias, Polycleitus, Kresilas ve Phradmon tarafından yapılmış olan bronz heykellerle süslenmişti. Tapınak hem bir pazaryeri, hem de bir dini müessese olarak kullanılıyordu. Artemis Tapınağı M.Ö. 21 Temmuz356'da adını ölümsüzleştirmek isteyen Herostratus adlı bir Yunanlı tarafından yakıldı. Aynı gece Büyük İskender doğmuştur. Büyük İskender Anadolu’yu fethettiğinde Artemis Tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif etmiş fakat reddedilmiştir.




Rodos Heykeli


32 metre yüksekliğinde, demir ve taşla desteklenmiş bronzdan yapılmış bir heykeldir. Rodoslular tarafından Güneş Tanrısı Helios'a ithafen yapılmıştır. Yapılışından yok oluşuna kadar yalnızca 56 yıl geçmesine rağmen, Rodos Heykeli dünyanın yedi harikasından biri olmayı başarmıştır. Bunun en büyük sebebi, devasa bir heykel olmasının yanısıra Rodos adasındaki insanlar için beraberliğin simgesi olması idi. Rodos Heykeli’nin yapılması tam 12 yıl sürmüş ve heykel M.Ö. 282 yılında bitirilmiştir. Liman girişinde bulunan heykel M.Ö.326 yılında bir deprem sonucunda en zayıf noktası olan dizinden kırıldı. Rodoslular, Firavun Ptolemy III Eurgetes’den restorasyon için yardım teklifi aldılarsa da, bir kâhine başvuruldu ve yardım reddedildi. Neredeyse 900 yıl boyunca heykel harabe halinde kaldı. 654 yılında Araplar Rodos’u feth ettiler. Heykelden kalanları Suriyeli bir Yahudi’ye sattılar. Söylentiye göre bütün parçaları Suriye’ye 900 devenin sırtında taşınmıştır.


İskenderiye Feneri

Tehlikeli kıyı şeridi boyunca gemicileri yönlendirmek amacı ile İskenderiye kenti kıyısındaki Faros (Pharos) adasında yapılmıştır.Proje Büyük İskender'in komutanları Ptolemy Soter zamanında M.Ö 290 yılları sonunda başlamış, ölümünden sonra oğlunun hükümdarlığı zamanında bitirilmiştir. Şehrin batı limanında bulunan fener yaklaşık 166 m. yüksekliğindedir. Sadece harikaların değil bugüne kadar yapılmış fenerlerin de en yükseğidir. Gemicilik için güvenli bir ortam sağlamak isteyen Yunanlı tüccar Sostratus tarafından finanse edilmiştir. Fener’in en gizemli yanı, gündüzleri bile güneş ışığını denize yansıtmak amacı ile tasarlanmış cilalı bronz aynalarıydı. Geceleri ise aynaların önünde ateşler yakılıyor, böylece aynanın yansıttığı ışık gece yaklaşık 50 km. mesafeden görülebiliyordu. Yapı bir dizi depreme kadar bozulmadan kaldı. Fakat depremler ve doğal şartlar sonunda çöktü. Üst kısmı 955 yılında bir deprem ve fırtınada kopan fenerin gövde kısmı da 1302'de başka bir depremde çöktü. En sonunda 1480 yılında Memlük Sultanı Kait-bay tarafından fenerin olduğu yere yapılan bir kalede malzemeleri kullanılmak üzere tamamen yıkıldı.



Halikarnas Mozolesi

Halikarnas Mozolesi, Kral Mausollos için karısı ve kız kardeşi tarafından yaptırılmış bir mezar. Bodrum civarında yapılmış ve yapımı M.Ö. 350 yılında tamamlanmış. Tabanın üstünde kenarları heykellerle süslenmiş basamaklı bir podyum bulunuyordu. Süslü su mermerinden yapılmış lahit ve mezar odası, podyumun üstünde bulunuyordu ve İyonya tarzı kolonlarla çevrilmişti. Sıra sütunlar, yine heykellerle süslenmiş bir piramit çatıyı destekliyordu. Dört tane savaş arabasıyla çekilen bir savaş arabası heykeli ise piramidin tavanını donatıyordu. Halikarnas Mozolesi'nin toplam yüksekliği 45 m. idi ve 4 tarafındaki 4 heykelin her birini ayrı bir heykeltıraş yapmıştı. Bu heykeller, tanrıların değil de insanlar ve hayvanların heykelleri olmasından dolayı tarihte özel birer yer tutarlar. 16 yüzyıl boyunca Halikarnas Mozolesi iyi bir durumda korundu. 15.yy da Haçlı Seferleri sırasında St.John şövalyeleri bölgeye geldiler ve bugün Bodrum Kalesi olarak geçen büyük bir kale yaptılar. Bu kalenin yapımında Halikarnas Mozolesi'nin nerdeyse bütün taşları kullanıldı.


Yeni harikalar

İsviçre merkezli "New7Wonders Vakfı", dünyanın yeni 7 harikasını belirlemek için başlattığı yarışmaya 21 finalist eser katıldı. Dünyanın dört bir yanından yaklaşık 100 milyon kişi cep telefonu ve Yeni Yedi Harika adlı internet sitesinde 6 yıl boyunca oy kullanarak dünyanın yeni 7 harikasını seçti. Oylama 7 Temmuz 2007'de (07/07/07) sona erdi. Cep telefonu ve internet oylarıyla belirlenen dünyanın yeni 7 harikası, Portekiz'in başkenti Lizbon'da ilan edildi. Dünyanın yeni 7 harikası; Ürdün'deki Petra Antik Kenti, Çin Seddi, Brezilya'daki Kurtarıcı İsa Heykeli, Peru'daki Machu Picchu Antik Kenti, Meksika'daki Chichen Itza Piramidi, İtalya'nın Roma kentindeki Kolezyum ve Hindistan'daki Tac Mahal anıtmezarı şeklinde sıralandı.

5 Ağustos 2010 Perşembe

Adnan Menderes

Adnan Menderes :

Ali Adnan Ertekin Menderes (d. 1899, Çakırbeyli, Aydın, Osmanlı Devleti – ö. 17 Eylül 1961, İmralı, Bursa, Türkiye), 1950-1960 yılları arasında yapılan demokratik seçimlerde Türkiye Cumhuriyeti başbakanlığı'na seçilmiş, İstiklal Madalyası sahibi Türk siyasetçi, hukukçu ve toprak ağası çiftçidir.
Serbest Cumhuriyet Fırkası, Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti'de siyaset yapan Menderes, 27 Mayıs darbesi'nin ardından, 17 Eylül 1961 tarihinde asılarak idam edilmiştir[1]. Türkiye Büyük Millet Meclisi 1990 yılında çıkardığı yasayla, Menderes ve onunla beraber idam edilenlere itibarlarını iade etmiştir.
27 Mayıs dönemi 

Ana madde: 27 Mayıs Darbesi  
Adnan Menderes (3 Şubat 1958 tarihli 'Time' dergisi kapağı)


1955 Yılından itibaren ekonomideki sıkıntıların ve 6-7 Eylül olayları gibi sebeblerle ülkede siyaset sertleşmeye başladı. 1954 seçimleride Osman Bölükbaşı'yı tekrar milletvekili seçtiği için Kırşehir ilçe yapıldı (Adnan Menderes konuyla ilgili mecliste 'Türkiye’nin hiçbir vilayetinde yüzde 3’ten fazla oy almayan bir partiye mensup milletvekilini iki seçimde de seçen Kırşehir’in, bir içtimai ve siyasi bünye itibariyle anormallik göstermekte olduğunu inkár etmek mümkün değildir, evet biz açık konuşuruz’ şeklinde konuşmuş ve Osman Bölükbaşı da cevaben; "Vilayeti kaldırdınız, bizi de kaldırın da zulmünüz tamam olsun"[24] demiştir.) Ayrıca İsmet İnönü'nün seçim bölgesi Malatya ikiye bölünüp Adıyaman vilayeti kuruldu. İktidara karşı yazılar yazan 83 yaşındaki Hüseyin Cahit Yalçın dahil, gazeteciler birer birer hapise atılmaya başlandı. Adalet Bakanı Esat Budakoğlu TBMM'de muhalefetin soru önergesi üzerine 1954-1958 yılları arasında 238 gazeteci'nin iktidara karşı yazılar yazmak suçundan mahkûm olduğunu açıkladı.[kaynak belirtilmeli] CHP ve Hürriyet Partisi'nin birleşme çabası karşısında DP'liler 1957 seçimlerinden önce seçim yasası'nı değiştirerek partilerin ittifak yapmasının önleyen maddeler eklendi ve DP'den istifa eden Fuad Köprülü'nün başka bir partiden milletvekili seçilmesini engellemek için partisinden istifa eden bir kişinin 6 ay geçmeden bir başka partiden milletvekili olamayacağı şeklinde bir hüküm kondu.
1959 yılında ABD'ye bir gezi yaparak ilave maddi kaynaklar isteyen Menderes'e, artık Marshall Yardımı fonlarının bitmek üzere olduğu hatırlatıldı ve istekleri reddedildi. 1961 seçimleri öncesinde İskenderun Demir-Çelik, Seydişehir Alüminyum, Keban Barajı ve İstanbul Boğaziçi Köprüsü gibi tesislerin temellerini atmak isteyen Menderes, yakın arkadaşı ve bakanı Dr. Lütfi Kırdar'ı nabız yoklamak için Sovyetler Birliği'ne gönderdi. Sovyetler Birliği'nin konuya olumlu yaklaşması üzerine, Menderes te Temmuz 1960'da Moskova'ya giderek, orada kredi anlaşmalarını imzalamaya karar verdi[25].
Bu arada DP Vatan Cephesi'ni[26][27] kurdu. Artık radyoda her gece Vatan Cephesi'ne katılanların isimleri okunuyordu. Bu olay karşısında İstanbul'da bazı vatandaşlar ajans haberlerini dinlemeyenler derneği'ni[28] kurdular. Bu tarz olayların yaşanması ülkeyi kamplaşmaya itti. 1960 yılında ise muhalefet ve iktidar arasındaki ilişkiler kopma noktasına geldi. CHP genel başkanı İsmet İnönü 29 Nisan'da seçim gezisine gittiği Uşak'ta DP binasından atılan çay bardağının İsmet Paşa'nın yanındaki bir gazeteciye isabet etmesiyle başlayan olaylar ve benzerinin İstanbul'da da yaşanması üzerine CHP parti grubu Başbakan ve İçişleri bakanı hakkında soruşturma önergesi verdi ancak DP'lilerin çoğunlıkta olduğu meclis bu önergeyi reddetti. Bir başka gerginlik ise 9 Mayıs'ta Menderes hükümetinin ABD ile yaptığı ikili anlaşmaları meclisin kabul ettiği oturumda yaşandı. Muhalefet'in milletvekilleri ABD ordusu'nın doğrudan veya dolaylı bir saldırı karşısında Türk topraklarına gelmesi gibi hükümlerin yer aldığı ikili anlaşmalara karşıydılar ve böyle anlaşmaların hiçbir Avrupa ülkesi ile yapılmadığının altını çiziyorlardı.
CHP'li bazı milletvekillerinin bazı cuntacı subaylarla sürekli temas halinde olduğu istihbaratını alan Hükümet, bu durumu soruşturmak için "Tahkikat Komisyonu"nu kurdu. 15 DP milletvekilinden oluşan komisyon hem suçlama hem de yargılama hakkına sahipti ve kararlarına itiraz edilemiyordu. Ayrıca uygun gördüğü toplantıları ve yayınları yasaklama hakkına sahipti. Komisyanun ilk işi Muhalefet partisi CHP aleyhine soruşturma açmak oldu. Bu durum karşısında "bu yolda devam ederseniz sizi ben de kurtaramam" dediği ve birkaç ay önce Güney Kore'de gerçekleşen askeri darbeye gönderme yaparak "Türk Ordusu Kore Ordusundan daha az şerefli değildir" diye konuştuğu için TBMM tarafından, "askeri darbeyi teşvik ettiği" gerekçesiyle İsmet İnönü'ye 12 oturum meclisten men cezası verildi.[kaynak belirtilmeli] CHP Meclis Grubu'nun duruma itiraz etmesiyle olaylar iyice büyüdü ve sonunda CHP milletvekilleri polis zoruyla meclisten çıkartıldı. Meclis dışında ise üniversitelerde hükümete karşı protestolar düzenleniyordu ve 28 nisan 1960 tarihinde İstanbul Üniversitesi öğrencisi Turan Emeksiz hükümete karşı İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen bir protesto mitinginde polisin açtığı ateş sonucu öldü. Hüseyin Onur ise sol bacağı kesilerek kurtarıldı. Hukuk'un üstünlüğünü savunan Yargıtay Başkanı Bedri Köker, Yargıtay Başsavcısı Rifat Alabay, Yargıtay 2. Başkanlarından Haydar Yücekök, Yargıtay Üyeleri Melehat Ruacan, Kamil Çoşkunoğlu, Faik Uras ve İlhan Dizdaroğlu 'görülen lüzum üzerine' re'sen günde emekliye sevkedildiler[29]. 5 mayıs 1960'ta Ankara Kızılay Meydanı'nında 555K parolasıyla büyük bir protesto mitingi düzenlendi. 21 Mayıs'ta ise Harp Okulu öğrencileri ve subaylardan oluşan yaklaşık 1000 kişi Ankara'da hükümet aleyhinde sessiz bir yürüyüş yaptı[11][30][31].
Sonunda 27 Mayıs 1960 sabaha karşı saat 4'te radyoda Kurmay Albay Alparslan Türkeş TSK olarak yönetime el koyduklarını belirtti ve askeri darbenin sebeplerini bir radyo bildirisi ile halka duyurdu. Menderes ise 27 Mayıs 1960 günü Kütahya'da Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara'ya götürüldü. Daha sonra da ve diğer tutuklu Demokrat Parti üyeleri ile birlikte Yassıada'da hapsedildi.[32] Darbeci subaylar ise Cemal Gürsel başkanlığında kurulan Milli Birlik Komitesi ve kurucu meclis ile beraber ülke yönetimini devraldı. Yeni bir anayasa oluşturulması için ülkenin önde gelen hukuk profesörlerinden bir anayasa komisyonu kuruldu. Menderes ve diğer DP üyeleri ise bulundukları Yassıada'da kurulan Yüksek Adalet Divanı tarafından yargılanmaya başladı. Yapılan oturumlar her gece radyoda Yassıada Saati programında halka duyuruluyordu. 9 Temmuz 1961 tarihinde Anayasa Komisyonu'nun hazırladığı yeni anayasa için yapılan halk oylamasında % 61,7 oy oranı ile kabul edilerek yürürlüğe girdi.[33][34] 1961 Anayasası'nın referandum sürecinde, hayır oyu yönünde propaganda yapmak serbest olmadığı halde,[35] Aydın, Bolu, Bursa, Çorum, Denizli, İzmir, Kütahya, Manisa, Sakarya, Samsun ve Zonguldak vilayetlerinde 1961 Anayasası çoğunluk tarafından reddedildi.
Menderes'e yöneltilen suçlamalar 


  • Örtülü Ödenek Davası: Örtülü ödenek paralarını zimmetine geçirmekten yargılandı. 13 oturum sürdü ve 2 şubat 1961 de suçlu olduğu yönünde karara varıldı. Yürürlükteki kanunda örtülü ödenekteki kaynakların Başvekil tarafından sınırsız olarak ve kayıt tutulmadan harcanabileceği açıkça belirtildiği halde, bu mahkeme 10 yıllık Örtülü Ödenek kayıtlarını istedi. Menderes, bir kısmı da Kıbrısta kurdurduğu Türk Mukavemet Teşkilatı için harcandığı sonradan ortaya çıkan bu harcamaları açıklamadığı için bu dava sonucunda 4,877,780 lirayı zimmetine geçirmekten suçlu bulundu ve paranın tahsili için Aydın'daki arazilerine el kondu. Örtülü ödenek davası konuşulurken savunma tarafı, Amerikan gizli servisinin Türk istihbarat servisine para vererek Menderes'in telefonlarını dinletirecek kadar teşkilata hakim olduğunu iddia etti. Menderes ve Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur, suçlunun o dönemin MİT müsteşarı Behçet Türkmen olduğunu iddia etti.[15]
  • 6-7 Eylül Olayları: 6-7 Eylül Olayları'na önceden haberi olduğu halde olarak müdahele etmemek,
  • Vatan Cephesi: Kurulan bir örgütü başka bir sınıf üzerinde baskı aracı olarak kullanmak,
  • Vinileks firmasına Türkiye Vakıflar Bankasından kredi verdirmekle suçlanmıştır. Adnan Menderes tarafından kurulan bu Bankanın 27 Mayıs darbesine kadar Umum Müdürlüğü'nü yapan ve 1961 seçimlerinden sonra tekrar aynı Bankanın Genel Müdürlüğüne getirilecek olan Sabahattin Tulga yaptığı savunmada krediyi, suni deri imal ederek ithal ikamesi yapacak bu firmanın karlı olacağına inandıkları için verdiklerini; nitekim darbe sonrası işbaşına gelen yeni Banka yönetiminin de aynı firmaya ilave kredi verdiğini belirtmiştir. Buna rağmen bu mahkeme Menderes ve Hasan Polatkan'ı bu davadan da suçlu bulmuştur.
  • İstanbul'da Bulvar ve yol açmak için pek çok vatandaşın evini, parasını geciktirerek ya da hiç ödemeden istimlak etmek,
  • Kanuna aykırı olarak üniversite basmak ve halka ateş açtırtmak,
  • Bazı muhalefet milletvekillerinin ve muhalefet liderinin seyahat özgürlüğünü kısıtlamak,
  • Döviz Yasası'nı ihmal etmek,
  • Devlet radyosunu siyasi çıkarları için kullanmak,
  • Halkı Demokrat İzmir gazetesinin matbaasını tahrip etmeye teşvik etmek
  • Kırşehir'in haksız olarak ilçe yapılması,
  • Yargı bağımsızlığının ihlali,
  • 1957 seçimlerinin erkene alınarak kanuna aykırı olarak tarihinin değiştirilmesi,
  • Tahkikat Komisyonu'nun kurulup olağanüstü yetkilerle donatılması,
  • CHP'nin mallarına "haksız" yere el konulduğu iddiaları,
  • Anayasa'yı ihlal
Menderes, 13 ayrı davadan yargılandı ve Bebek Davası dışındaki bütün davalardan suçlu bulundu.

İdamı 

 Kimseye dargın değilim. Kırgınlığım yok. Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum. 
—Adnan Menderes, infazından hemen önce[38]:
27 Mayıs darbesini yapan cuntacıların özel olarak kurdukları mahkeme olan Yüksek Adalet Divanı 9 ay 27 gün süren yargılama süreci sonunda 14 kişinin idamına, 31 kişinin de ömür boyu hapse mahkûm edilmesine karar verdi. Geri kalan 418 sanığa ise 6 ay ile 20 yıl arasında değişen hapis cezaları veya beraat kararı verildi.
Amerika Birleşik Devletleri başkanı Kennedy, Fransa cumhurbaşkanı Charles De Gaulle, Birleşik Krallık Kraliçesi II. Elizabeth, Almanya Başbakanı Konrad Adenauer, Pakistan devlet başkanı Muhammed Eyüb Han, ve İran şahı Muhammed Rıza Pehlevi, idamların durdurulması için Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesi'ne defalarca çağrıda bulundular. Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesi; Celâl Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celâl Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi.
Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961 tarihinde ve adet olduğu üzere sabaha karşı, o gün başarısız bir intihar teşebbüsünde bulunan Adnan Menderes ise İmralı Adası'nda 17 Eylül 1961'de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden sağlam raporu alındıktan sonra alelacele öğlen 13:21'de idam edildi.[39][40]
Ölümünden sonra 

Ölümünden yalnızca 29 gün sonra yapılan 1961 seçimlerinde Demokrat Parti'nin devamı olduğunu söyleyen Adalet Partisi, yüzde 34,8 oy oranı ile 158 milletvekili çıkardı ve yüzde 36,7 oy alan CHP'nin ardından ikinci parti oldu. Bunu takip eden 1965 seçimlerinde Adalet Partisi, 1961 seçimlerinde bir kısım DP oylarını alan YTP'yi de eritip %52,87 oranında oy aldı ve tek başına iktidara geldi.
11 Nisan 1990'da TBMM tarafından kabul edilen 3623 sayılı kanunla Adnan Menderes ve onunla birlikte idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi.[41] Meclisteki oylamada ANAP ve DYP milletvekilleri evet oyu kullanırkan SHP'lilerin büyük çoğunluğu "çekimser", bir kısmı da "ret" oyu kullandı.[42] Aynı kanun uyarınca naaşı, 29. vefat yıldönümü olan 17 Eylül 1990 tarihinde İmralı'dan dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve yüzbinlerce vatandaşın katıldığı bir törenle İstanbul'da Vatan Caddesi'nde kendisi için yapılan anıt mezara taşındı. Menderes'in 1958 yılında hizmete açtığı bu caddenin adı 1994 yılında dönemin belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teklifiyle Adnan Menderes Bulvarı olarak değiştirildi.
Menderes'in adı, İzmir'deki uluslararası havalimanına (Adnan Menderes Havalimanı), Aydın'da kurulan üniversiteye (Adnan Menderes Üniversitesi), İstanbul'daki Adnan Menderes Bulvarı, Adana'da ise kendi yaptırdığı Seyhan Barajı'nın gölü kıyısındaki Adnan Menderes Bulvarı dahil Türkiye'nin birçok şehrinde çeşitli caddelere verildi.

11 Nisan 2010 Pazar

Metin Oktay

Metin Oktay :

Metin Oktay (d. 2 Şubat 1936 İzmir - ö. 13 Eylül 1991 İstanbul), Taçsız Kral lakaplı Türk eski futbolcu.
Kariyeri [değiştir]

1936 yılında Rumeli'den İzmir'e göçmüş bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. 1954 yılında Yün Mensucat takımından İzmirspor'a transfer olan Metin Oktay aynı sezon 45 gole imza atarak İzmir Profesyonel Ligi'nde gol krallığını ilan etti. Böylece Metin Oktay'ın gol krallığı dönemi başlamış oldu. 1955 yılında Gündüz Kılıç, Metin Oktay'ı 5 yıllık sözleşme karşılığında Chevrolet marka bir otomobil vererek sarı kırmızılı renklere bağladı.
Galatasaray'da oynamaya başladığında henüz 19 yaşındaydı. Fakat genç yaşına rağmen Galatasaray camiasına çabuk ısındı ve daha ilk sezonunda 19 gol atarak İstanbul Ligi gol kralı oldu. Bu sezonda Galatasaray İstanbul Ligi'nde şampiyon oldu. Arada 1961-62 sezonunu İtalya'nın Palermo takımında geçiren Metin Oktay, 1969 yılına kadar Galatasaray forması giydi.
Futbol hayatı boyunca Türkiye Ligi'nde 10 kez gol kralı oldu ve 217 gollük bir rekora imza attı. Ayrıca, 1962-63 sezonunda 26 maçta attığı 38 golle bir sezonda en fazla gol rekorunu kırdı. Bu rekor 1987-88'de 39 golle Tanju Çolak tarafından kırıldı. 1996-97 sezonunda da Hakan Şükür 32 lig maçında 38 gol attı.
Metin Oktay derbi maçlarının da büyük golcüsüydü.Fenerbahçe'ye tam 22 gol atan Metin Oktay, Beşiktaş'a da 15 gol attı.
Türk Futbol Tarihine "ağları delen" ilk futbolcu olarak geçti.
Transfer döneminde İzmirspor'un o gün için büyük bir tutar olan 300.000 TL'lik transfer teklifini, İzmir'e geri dönmek isteyen nişanlısının ısrarlarına rağmen, reddederek çok sevdiği kulübünde kaldı ve bu nedenle nişanlısından ayrıldı.
Taçsız Kral 1968-69 sezonunda futbola veda etti. Metin Oktay, futbolu bıraktıktan sonra yine futbolla ilgili çeşitli işler yaptı. 1969-70 sezonunda teknik direktör Toma Kaleperovic'in yardımcısıydı. Sarı Kırmızılı kulüpte yönetici ve menajer olarak görev yapan Metin Oktay'ın son görevi Milliyet gazetesi spor yazarlığı idi.
Oktay, Galatasaray ve Bursaspor'da teknik adam olarak da görev yapmıştı.
13 Eylül 1991'de bir trafik kazası sonucu vefat eden Metin Oktay, Galatasaray Spor Kulübü' nün efsaneleşmiş golcülerinden biridir. İsmi ölümünden sonra Galatasaray Spor Kulübü' nün Florya'daki tesislerine verilmiştir.
Ömer Madra'ya göre: "Metin Oktay yalnızca Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük golcüsü, en büyük santrforu, en büyük futbolcusu olmakla kalmayıp bu âlemin gelmiş geçmiş yegâne sahici efsanesidir ... Onun döneminin teknolojisi bugünle kıyaslanamayacak ölçüde geri olduğu için bu tek kişilik senfoni orkestrasının dev konseri bir video kaset olarak günümüze gelemedi ..."
Centilmenlik [değiştir]

Futbol yeteneğinin yanı sıra beyefendiliği ve centilmenliğiyle taraflı tarafsız herkes tarafından sevilen, tüm futbol kariyeri boyunca sadece 1 kez kırmızı kart gören ve 36 kez Türkiye Millî Futbol Takımı'nda oynayan Metin Oktay bu formayla da 19 gol attı.
Gol krallıkları [değiştir]


  • 1956-57 İstanbul Profesyonel Ligi 17 gol
  • 1957-58 İstanbul Profesyonel Ligi 19 gol
  • 1958-59 İstanbul Profesyonel Ligi 22 gol
  • 1959 Türkiye Ligi 11 gol
  • 1959-60 Türkiye Ligi 33 gol
  • 1960-61 Türkiye Ligi 36 gol
  • 1962-63 Türkiye Ligi 38 gol
  • 1962-63 Avrupa Gol Kralı 38 gol
  • 1964-65 Türkiye Ligi 17 gol
  • 1968-69 Türkiye Ligi 17 gol



21 Mart 2010 Pazar

Türk Yapımı Dünyanın İlk 11X11 Futbol Dünyası: I Can Football!

I Can Football nedir?
I Can Football, internet üzerinden oynanan ve oyunculara birbirlerine karşı, 11 kişilik takımlar oluşturarak maç yapma imkanını sağlayan, 3 boyutlu bir futbol oyunudur.

I Can Football Türk oyunu mudur ?
Evet. I Can Football tamamiyle Türk yapımı bir oyundur.

I Can Football bir web oyunu mudur?
Web oyunları, browser penceresi içerisinde çalışan, genellikle küçük dosyalar dışında, kurulum gerektirmeyen, basit grafik ve oynanışa sahip oyunlardır.I Can Football, görüntü ve oynanış olarak, sizlere yeni nesil bir 3 boyutlu futbol oyun deneyimi sunar. Web üzerinden oynanan oyunları ile kıyas dahi edilemez.

Modern 3 boyutlu futbol oyunlarına karşı I Can Football'un avantajları nelerdir?
Kaleci dahil bütün futbolcuları gerçek insanların yönetmesi, gerçeğe daha yakın bir futbol deneyimi yaşamanızı sağlar. Gerçek insanlarla, gerçek rekabet duygusunu yaşamanızı sağlar. 
Takımların oyun düzenleri ve oyunun oynanış biçimi, diğer 3 boyutlu futbol oyunları gibi, önceden programlanmış rutinler şeklinde gelişmez. Sahada gerçek insanlar vardır. Yapacakları hareketleri, oyun kurgusunu kısaca her şeyi bu insanlar gerçekleştirir.

I Can Football bir simülasyon mudur? Yoksa bir eğlence mi?
I Can Football'da, futbolda kullanılan hemen hemen bütün hareketler mevcuttur. Bütün futbol kuralları doğru bir şekilde oyuna eklenmiştir. 
Başka bir çok oyunun aksine, bu hareketleri bilgisayar otomatik yardımlarla size yaptırmaz, sizin yapmanızı bekler. Kısacası oyuncuların bireysel yetenekleri, takım olarak kullandıkları taktikler ve takım oyununda başarılı olmaları, I Can Football'u bir futbol simülasyonu yapar. Ancak bunun yanında, diğer 3B futbol oyunlarına göre aksiyon seviyesi daha yüksektir. 
Bu anlamda I Can Football, eğlenceli bir simülasyondur denebilir. 

I Can Football ücretli midir ?
I Can Football'a üye olmak ve oyunu oynamak ÜCRETSİZDİR!

I Can Football oyunu gelecekte geliştirilmeye devam edecek mi?
I Can Football dönem dönem yeni eklentilerle geliştirilip zenginleştirilecektir. 
Yenilikler ve güncellemeler ana sayfamız üzerinden sizlere duyurulacaktır.

I Can Football ile ilgili teknik destek almak için nereye başvurmalıyım?
I Can Football ile ilgili her türlü sorunuzu bize Destek/İletişim bölümünden iletebilirsiniz.


Benim bilgisayarımın konfigürasyonu düşük. I Can Football bende çalışır mı? 

I Can Football'un minimum konfigürasyonu aşağıda belirtilmiştir. 
64 MB 3B hızlandırıcılı ekran kartı
P4 işlemci
512 Mb Ram
Windows XP veya üzeri işletim sistemi

Premium Özellikler
ICF Store
ICF Store, I Can Football Federasyonu tarafından I Can Football camiasına hizmet amacıyla kurulmuş özel bir mağazadır. ICF Store üzerinde hem futbolculara hem de takımlara yönelik özel ürünler bulunmaktadır. Bu ürünlerle futbolculara kendilerini altyapıdan geliştirme imkanı sunulmaktadır.

ICF Store'da para birimi olarak ICF Para ve ICF Kredi kullanılmaktadır. Bir ürünü satın almak için hesabınızda o ürünün değerinde ICF Para veya ICF Kredi bulunması gereklidir.

Basic/Pro Paket?
ICF PRO/Basic Paketler, I Can Football'da bir çok ayrıcalıktan faydalanmanızı sağlayan üyelik paketleridir.

  • Takım kurabilme (Sadece PRO)
  • Turnuva oluşturma (Sadece Pro)
  • Bazı özel turnuvalara katılabilme
  • Davetli odalarda kaptan olabilme
  • Maçlarda kaleci olabilme
  • Daha fazla sevinme çeşidi (pro'da sevinç sayısı fazla)
  • Mevki değiştirebilme
  • Karakter yaratmada daha fazla çeşitlilik (pro'da kombinasyon fazladır)
  • Maçlarda daha fazla atma oylaması açabilme, daha fazla oy kullanabilme (Pro'da fazla)
  • Arkadaş ve yasaklı listesine daha fazla kişi ekleyebilme (Pro'da Fazla)
  • ICF Sohbet üzerinde aynı anda daha fazla kişiyle yazışabilme (Pro'da Fazla)
Oyundan Birkaç SS:
Kod:


Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 1024x768.
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 1280x1024.
Devamı Gelecek

ICF'ye ulaşabileceğiniz Siteler
ICF Resmi Site&Oyun/ICF Resmi Forum